Şehirleşme, Sanayi ve Göç İlişkisinin Toplumsal Etkileri
Şehirleşme, Sanayi ve Göç İlişkisinin Toplumsal Etkileri
İnsanlar, Neolitik Dönem başlarında yaklaşık on bin yıl önce avcılık ve toplayıcılık yaptığı göçebe yaşamdan tarım faaliyetleriyle yerleşik hayata geçmeye başlamıştır.
Uzun yıllar tarım yerleşmesiyle nüfusu ve yaşam standartları belirli bir seviyede olan şehirler, 1750’deki Sanayi Devrimi’yle başta Batı Avrupa olmak üzere önüne geçilemez bir değişim yaşamıştır.İlk önce maden kömürü, daha sonra petrolden gücünü alan makineler ham maddeleri mamul maddelere dönüştürmüş, yeni sanayi kolları ortaya çıkmış ve üretilen maddeler ile çeşitlenmeye başlamıştır.
Gelişen ticaretle birlikte dünyanın uzak kesimleri birbirine bağlanmış.Şehirler, yeni ekonomik sistemin verimliliği ve bilimsel gelişmeler sayesinde daha çok insanın evi hâline gelmiştir.
Kalkınma ve küreselleşmenin sembolü olan sanayileşme, bir ülke ya da bölgenin ekonomik ve toplumsal yapısındaki temel değişimi içeren bir süreci kapsar.
Milyarlarca insanın beslenme, korunma ve giyinme gibi ihtiyaçlarının yanında çeşitli aletlerin karşılanması ancak sanayi ile mümkün olacağından şehirlerin cazibesi artmış, sunduğu farklı iş imkânları sayesinde büyük bir göç dalgası başlamıştır.
Şehir nüfusu, Sanayi Devrimi ile sadece Avrupa Kıtası’nda değil tüm kıtalarda artış göstermiştir.İlerleyen dönemlerde de bu artışın devam etmesi beklenmektedir.
Birbirleri ile sürekli etkileşim hâlinde olan sanayileşme, şehirleşme ve göç; toplumun günlük hayatına getirdiği birçok iyileşmenin yanında toplumsal ve ekonomik sorunlara da yol açmıştır.
Kentleşmeden Kaynaklanan Başlıca Sorunlar Nelerdir?
Plansız kentleşme ve gecekondulaşma
Çevre sorunlarının artması
İşsizlik artışı
Trafik yoğunluğu
Tarım ve orman arazilerinin kaybı
Gürültü kirliliğindeki artış
Kent içi yeşil alanlarının daralması
Güvenliğin azalışı
Şehirlerde meydana gelebilecek sorunların önüne geçilebilmesi için kentlilik bilincinin oluşması gerekir.Bunun için de şehirli insanların sorumluluk alarak sorun teşkil edebilecek durumların önüne geçmesi ve bu doğrultuda insanların kentle bütünleşmesi, var olan kimliklerin yanında şehirle özdeşleşen bir kimliğe sahip olması gerekir.