Osmanlı'da Medreseler ve Tekkeler 

Osmanlı’da Medreseler ve Tekkeler 

Osmanlı’da Medreseler ve Tekkeler 

Osmanlı Devleti’nde medreseler, İslami ilimleri üst düzeyde öğreterek insanların yararına sunmayı amaçlamıştır.Medreselerde tefsir, hadis, kelam ve fıkıh gibi temel İslami ilimlerin yanında matematik, astronomi, fizik, mantık ve felsefe gibi akli ilimler de okutulmuştur.

Osmanlı müderrisleri akli ilimlerden özellikle mantık ve matematiğe önem vermiştir. Osmanlılarda iyi kadı olmanın yolu matematik ve astronomi gibi bilimleri de bilmekten geçmiştir. Medreseler; Osmanlı Devleti’nde âlimlerin yetiştirildiği, bilginin üretildiği yerdir.Orhan Bey’den itibaren diğer padişahlar da Bursa ve Edirne’de çeşitli medreseler yaptırmıştır.Medreseler, müderrislerinin yevmiyelerine göre 20’li, 40’lı, 60’lı medreseler şeklinde derecelendirilmiştir.

Medresenin derecesi yükseldikçe müderrisin geliri de artış göstermiştir.En yüksek dereceli medrese Fatih’in yaptırdığı Sahn-ı Seman Medreseleriydi. Daha sonra Kanuni Sultan Süleyman, Sahn-ı Seman Medreseleri ile aynı dereceye sahip Süleymaniye Medreselerini yaptırmıştır.Fatih ve Kanuni Dönemi’nde medreseler geliştirilerek alt bölümler oluşturulmuş ve hadis araştırmaları için Darülhadis, tıp eğitimi için Darüttıp, Kur’an’ın okunması ve ezberlenmesi için Darülkurra gibi ihtisas medreseleri kurulmuştur.

Osmanlı Devleti’nde cami ve kütüphanelerde de medrese eğitimine benzer bir eğitim verilmiştir.

Osmanlı'da Medreseler ve Tekkeler 

Medrese eğitiminden farklı olarak daha çok halkın din eğitimini ve mensuplarının nefs terbiyesini esas alan tekke ve zaviyeler, eğitim ve bilgi üretiminin yapıldığı diğer kurumlardır.Osmanlı sultanları tasavvuf mensuplarına karşı oldukça müsamahakâr davranmıştır.Öyle ki tekkedeki derviş ve arifler, ilmiye sınıfından kabul edilmiş ve bunlara da yevmiye ödenmiştir.Devletin tekke ve zaviyelere olumlu yaklaşımı tek taraflı olmamıştır. Dervişler ve arifler de nüfuzlarını devletin ilerlemesi yönünde kullanmıştır.

Fatih, ilmiye sınıfında hem teşkilat ve eğitim hem de anlayış açısından önemli değişiklikler yapmıştır. Bu dönemde müspet ilimler ve felsefi yaklaşımlar ön plana çıkmıştır.Birçok Latince eser Türkçe’ye çevrilmiş özellikle tıp, matematik ve astronomi alanlarında yeni eserler yazılmıştır.Dinî ve felsefi konulara ilgi duyan Fatih, ulema ile yakın ilişkiler kurmuş, birçok ilmî konunun tartışılmasını teşvik etmiştir.Bunun sonucu olarak Türk dünyasının önemli bilim insanları ya da onların yetiştirdiği kişilerden Akşemseddin ve Ali Kuşçu gibi alimler Fatih’in yanında yer almıştır.


Web Tasarım