Medine Sözleşmesi nedir ve kimler arasında yapılmıştır? Medine Sözleşmesi maddeleri nelerdir?

Medine sözleşmesi İslam coğrafyasında yapılmış en önemli sözleşmelerden biridir.Tarihi önemi vardır.

Medine Anayasası (Arapça: دستور المدينة, Dustūr al-Madīna), Medine Sözleşmesi olarak da bilinir (Sahifet el-Medine ; veya: Arapça: ميثاق المدينة, “Medine Misakı”), Günümüzde MS 622-624’te yazıldığına inanılan bir belgeye verilen isimdir.

İslam Devleti’nin yapmış olduğu ilk anlaşma ve hazırlamış olduğu ilk anayasa özelliği taşımaktadır.

Medine Sözleşmesi Nedir?

Hz. Muhammed’in, Mekke’den Medine’ye göç etmesinin (Hicret) ardından, Medine’de yaşamakta olan yerli halk ve Müslümanlar arasında, huzur ve barış ortamını sağlamak amacıyla düzenlenmiş bir sözleşmedir. Medine Vesikası ya da Medine Anayasayı olarak da adlandırılan bu sözleşme ile toplum içindeki kavgaların durdurulmasının yanı sıra, yabancı toplumlarla olan ilişkilerin düzenlenmesine ve toplumların sahip oldukları haklar ve özgürlüklere de saygı ile yaklaşılmasına önem verilmiştir.

Medine Sözleşmesi Kimler Arasında Yapılmıştır?

Medine Sözleşmesi ya da Medine Vesikası; Medine’de yaşamakta olan Müslümanlar, Yahudiler ve Müslüman olmayan yerel Arap unsurları arasında imzalanmıştır.Toplumsal huzuru sağlamayı ve hali hazırda süren Evs ve Hazrec kabileleri arasındaki çatışmaları sonlandırmayı amaçlayan bu belge, bu özellikleri sebebiyle önemli bir toplumsal uzlaşı metni olarak tarihteki yerini almıştır.

Medine Sözleşmesi’nin Amacı

Medine’de yaşamakta olan Müslümanlar, Yahudiler ve Pagan Araplar arasında imzalanmış olan bu sözleşmenin imzalanmasındaki en büyük amaç toplum içindeki huzur ve sükûnu sağlamaktır.Özellikle Evs ve Hazrec kabileleri arasında sürmekte olan savaşı sona erdirmek ve toplum içinde yer alan tüm unsurların, bir arada yaşamasını sağlamak amacıyla imzalanmış olan bu sözleşme, bu özellikleri sebebiyle bir anayasa olarak da değerlendirilmektedir.

Medine Sözleşmesi Maddeleri ve Önemi

Medine’de yaşayan her topluluk kendi yaşadığı çevreden sorumlu olacaktı.

Müslümanlar ve Yahudiler birlikte barış içinde yaşayacaktır.Her topluluk birbirinin dinine saygı gösterecekti.

Medine’ye dışarıdan herhangi bir saldırı yapılırsa bütün topluluklar birlikte savaşacak ve şehri en iyi şekilde savunacaktı.

Yahudiler dinlerini yaşarken serbest ve özgür olacaktı.

Yahudiler ve Müslümanlar arasında herhangi bir anlaşmazlık yaşanırsa hakem olarak Hz. Muhammed seçilecekti.

Medine’de çıkan bütün anlaşmazlıkların çözümü olarak Hz. Muhammed’e çözüm için başvurulacaktı.

Medine’de yaşayan bütün herkes eşit haklara sahip olacak ve herkes eşit vatandaş olarak kabul edilecek.Hiçbir topluluğun birbirine üstünlüğü olmayacak.

Medine’de yaşanan savaş sonrasında herkes kendi giderlerini kendi karşılayacaktır.

Medine sözleşmesinin Medine’de yaşayan her topluluk için oldukça önemli bir sözleşmedir.Öyle ki bu sözleşme ile birlikte bütün topluluklar eşit olarak kabul edilmiştir.Hiç kimsenin diğer bir kimse ile üstünlüğü veya ayrıcalığı söz konusu değildir. Yapılan anlaşma ile birlikte Müslümanlar elde ettiği gelirleri artık sadece kendi aralarında değil bütün Medine’de yaşayanlar ile paylaşacaktı.Bu anlaşma ile birlikte din dil ırk fark etmeksizin bütün herkes eşit olarak kabul edildi.Medine sözleşmesi ile birlikte Medine şehrinin sınırları da belirlenmiştir.Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanların burada yaşayan gayrimüslimler ile birlikte kardeşçe ve huzurlu bir şekilde yaşayabilmesi için Medine sözleşmesinin yapılması ön görülmüştür.Dolayısıyla Medine sözleşmesi İslam tarihinde ve Dünya tarihinde de çok önemli bir anlaşmadır.