İslam Sanatı Nedir?

İslam Sanatı Nedir?

İslam Sanatı Nedir?

İslam sanatı, İslam kültürünün büyük bir bölümünü oluşturur.İslami sanatlar terimi görece yeni bir terimdir ve genel olarak modern bir kavram olarak ele alınabilir.Terim ile kastedilen İslam topraklarında üretilen, İslam kültürünün izini taşıyan sanat eserleridir;

Zaman zaman tarihi İslami sanat eserleri ve sanatçılar çağdaş zamanlarda dinîden ziyade millî sanat açısından değerlendirilmiştirler. Bununla birlikte bu genelde yanlış bulunur zira İslamî sanatlarda tarih boyunca ortak olan değer ve vurgu İslamdır ve sanatlar birçok etnik grubun katkısının sonucu olarak ortaya çıkmışlardır[1]. Nitekim o dönemlerde İslam topraklarında bulunan vatandaşların da ayırıcı özelliği etnik gruplarından ziyade dinleriydi ve bu sebeple de bugün birçok tarihi İslami sanatçının yaşadığı toprağa bakarak etnik kökenini bilmek çok zordur.

İslam Sanatında ahşap, metal işlemeciliği, dekoratif sanatlar, seramik ve cam sanatları ile ciltleme ve hat sanatları büyük yer ve öneme sahiptir.Süsleme sanatlarında özellikle geometrik ve simetrik motifler sıklıkla yer almıştır.

Gerçekçi suret betimlemesinden uzak duran İslam sanatı, daha hayalci bir tarza sahip olan minyatür sanatını geliştirmiştir.

İslam sanatı
İslam sanatı Bilgi

Mimari

İslam sanatları arasında mimari, en ileri seviyeye ulaşan alanların başında gelir. Geride faydalı bir eser bırakma düşüncesi, birçok eserin inşa edilmesine vesile olmuştur. Bu iş için sayısız vakıf kurulmuş ve bu vakıflar aracılığıyla mescit, cami, külliye, medrese vb. eserler yapılmıştır. Osmanlı döneminde mimari alanda zirveye çıkılmıştır.

İslam’ın yardımlaşma ruhu şifahane, imarethane, aşevi, darülaceze ve yetimhaneler şeklinde binalarda hayat bulmuştur.

Hicret esnasında Medine yakınlarında yapılan Kuba Mescidi ve Medine’de yapılan Mescid-i Nebi, İslam’ın ilk mimari eserleridir.Şam Ümeyye, Kudüs Mescid-i Aksa, İspanya Kurtuba, İstanbul Sultanahmet, Süleymaniye ve Beyazıt, Edirne Selimiye camileri, su kemerleri, köprüler, medreseler, hamamlar vb. sayısız mimari eser vardır.

Mimar Sinan, Mimar Hayrettin, Mimar Hacı İvaz Paşa, Mimar Mehmet Ağa, Mimar Kasım Ağa, Mimar Vedat ve Kemalettin, İslam tarihinde ölümsüz eserler bırakan mimarlardır.

Edebiyat

Kur’an, Allah’ın kitabı olarak aynı zamanda bir edebiyat şaheseridir. Ondaki edebi anlatım edebiyatta ve şiirde usta olan cahiliye dönemi şair ve hatiplerini bile susturmayı başarmıştır. İslam’ın ilme verdiği önem neticesinde birçok âlim yetişmiş ve binlerce eser yazılmıştır. 13. yy dan itibaren divan edebiyatı, halk edebiyatı ve tasavvuf edebiyatı gelişmiştir.

11.yüzyıldan itibaren, yazılan eserler ve yazarları: Yusuf Has Hacip “Kutadgu Bilig” (Mutluluk Bilgisi), Kaşgarlı Mahmut “Divanü Lügati’t-Türk”, Edip Ahmet ı’Atabetü’l-Hakâyık”, Hoca Ahmet Yesevi “Divan-ı Hikmet”. Önemli şairler: Fuzuli, Baki, Nabi, Nedim ve Şeyh Galip.

Tasavvuf edebiyatının öncüleri: Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bayram Veli, Mevlana Celalettin-i Rumi, Yunus Emre. Süleyman Çelebi’nin yazdığı mevlid, “Vesiletü’n-Necat (Kurtuluş Vesilesi ”. Türkü, mani, hoyrat, koşma, masal, bilmece, ninni ve atasözleri, meddahlık, Karagöz-Hacivat ve orta oyunu, edebiyatın diğer unsurlarıdır.

Halk edebiyatı şairleri: Seyyid Nesimi, Eşrefoğlu Rumi, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal.

Musiki

Duygu ve düşüncelerin belli bir ritim ve ahenk içinde ifade edilmesidir.

Kur’an ve ezanı güzel okumaya özen göstermek, zamanla çeşitli musiki dallarının da ortaya çıkmasını sağlamıştır. Şadırvan, havuz ve fıskiyelerin çıkardığı güzel ve dinlendirici sesler de musiki olarak değerlendirilmiştir. Sayısız musiki makamları vardır.

Sabah Ezanı: saba, öğle ezanı: uşşak, hicaz, ikindi ezanı: hicaz, akşam ezanı: segâh, yatsı ezanı: hicaz, rast makamlarında okunur.

Ezan, tekbir, tesbih, mevlit, çeşitli salatü selamlar, ilahi, naat, deyiş, nefes ve mersiye gibi musiki çeşitleri doğmuştur. Dede Efendi, Itrî, Hafız Post, III.Selim, Sadullah Ağa, Hacı Arif musikinin önde gelen şahsiyetleridir.

Hat, Tezhip, Ebru ve Minyatür

Hüsn-ü Hat

Arapçada çizgi ya da bir satır yazı anlamına gelen hat, Arap harfleriyle güzel yazı yazma sanatı demektir. Hüsn-ü Hat olarak da isimlendirilir.

Yabancı dilde ”kaligrafi” olarak isimlendirilir. Hat kalemi denilen kamış, kalemtıraş, makta, kâğıt, is mürekkebi, hokka, mistar (satırlık), yazı altlığı gibi malzemelerle yapılır.

Aklam-ı sitte adlı hat çeşitleri

Kufi, nesih, sülüs, reyhani ve muhakkak, murakka, tevkidir.Talik, nestalik, divani, siyakât diğer hat çeşitleridir.Özellikle Osmanlı kültürü içinde bu sanat çok ilerlemiştir.Hat sanatıyla birlikte, ebru, bezeme, ciltçilik, ahşap, sedefkârlık, kakmacılık, kitapçılık, tezhipçilik, mürekkepçilik, vb. meslekler de gelişmiştir.Amasyalı Şeyh Hamdullah, Hafız Osman, Mustafa Rakım, Kamil Akdik, Emin Barın, Hattat Hamit Aytaç, Hasan Çelebi ve Halim Özyazıcı önemli hattatlardır.

Tezhip

Süslemek demektir.Çizilen motif ve desenler altın tozu ve doğal boyalar kullanılarak renklendirilir.

Ebru

Kitre denilen madde karıştırılmış su üzerine serpilen boyalarla bezenmiş kâğıt süsleme sanatlarından biridir. Farsçada su yüzü anlamına gelen ab-ru sözcüğünden gelir.Ebru yapımında suda çözülmeyen toprüoyalar kullanılır.

Minyatür

Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, günümüz resim sanatından farklı olarak ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan, renkli resim sanatıdır.

Uygur Türkleri arasında yaygın olan minyatür sanatı, Selçuklular, Babürlüler ve Osmanlılar döneminde gelişmiştir. Minyatürlerde padişah alayları, şenlikler, düğün, cenaze merasimleri, savaş sahneleri, şehir tasvirleri gibi konular işlenir.Ayrıca yaşanılan zaman ve mekân hakkında bilgiler verilir.Tıp, coğrafya, astronomi kitaplarında minyatürlere daha çok yer verilmiştir.16 ve 17. yy. da yaşamış olan Levni, Nigâri ve Nakşi önemli nakkaşlardandır.

 


Web Tasarım