Endülüs Havzası Nedir?
Endülüs Havzası Nedir?
Endülüs (Arapça: الأندلس al-andalus), 711-1492 yılları arasında İber Yarımadası’nda Arapların etkisi altında bulunan bölgelere verilen isimdir. Müslümanların İber Yarımadası’ndaki varlığı en son Moriskoların 1609 yılında İspanya’dan sınır dışı edilmesiyle son bulmuştur.
Endülüs’te ortaya çıkan edebiyat, Endülüs edebiyatı (Arapça: الأدب الأندلسي) olarak adlandırılmaktadır.Arapların İber Yarımadasında gerçekleştirdikleri fetihlerin ardından, Endülüs’te Arapça konuşan ve Arapça ürün veren edebiyatçıların meydana getirdiği kuvvetli bir edebiyat geleneği ortaya çıkmıştır.Örneğin; İbn Haface, Endülüs’te şiir söyleyen Arap edebiyatının önemli simalarından birisidir. İbn Haface daha ziyade söylediği tabiat şiirleriyle ünlenmiştir. Endülüs coğrafyasının tabii güzelliği, çok sayıda Arap şairine ilham kaynağı olmuş ve bu süreçte tabiat şiirleri büyük revaç görmüştür.
Valiler Dönemi (714-756)
Başkenti Şam’da bulunan Emevî Devleti, 7. yüzyılda Kuzey Afrika’yı ele geçirmişti. 8. yüzyılın başında Emevî Devleti’nin Kuzey Afrika’daki valisi olan Musa Bin Nusayr, Emevî Halifesi Velid Bin Abdülmelik’in desteğiyle bir Berberî kumandan olan Tarık bin Ziyad’ı Cebelitarık Boğazı’nı geçirerek İber Yarımadası’na gönderdi. O zamanlar İber Yarımadası Germen asıllı bir ulus olan Vizigotların elindeydi ve başkentleri Toledo kentinde bulunuyordu. Tarık bin Ziyad’ın savaşta bozguna uğramaması için geri dönüş olasılığını kaldırmak üzere kendi gemilerini yaktırdığı belirtilir. Tarık Bin Ziyad, Vizigot kralı Rodrigo’yu yenilgiye uğratınca krallık yıkıldı ve İber Yarımadası’nın güney kısımları kısa bir süre içinde Müslümanların eline geçti.
750 yılına kadar Endülüs Emevîleri’nin gönderdiği valiler tarafından yönetildi. 750 yılında Abbasîler, Bağdat’ta halifeliklerini ilan ettiler ve Emevî hanedanından Abdurrahman bin Muaviye, Endülüs’e kaçarak kendisini Emevî emiri ilan ederek Córdoba (Kurtuba) kentini kendine başkent yaptı.
Tavaif-ül Mülk (Beylikler) Dönemi (1031-1090)
Endülüs Emevi Devletinin son halifesi olan III. Hişam 1031 yılında öldüğünde Endülüs toprakları çok sayıda bağımsız devletçiklere bölündü. Bu devletçikler hem kendi aralarında çarpışmaya başladılar, hem de İspanya’nın Hristiyan devletçiklerinin de saldırılarıyla karşı karşıya kaldılar. Bazı tavfa devletleri para karşılığı Hristiyan şövalyeleri de ordularında kullandılar. Örneğin El Cid (Arapça’daki El-Seyid adından gelir) adıyla tanınan Rodrigo Díaz de Vivar bunların en ünlüleri arasında yer alır. Bu karmaşık durum Reconquista’yı hızlandırdı ve İspanya’da İslam’ın varlığını zayıflattı.
Murabıtlar Dönemi (1090-1147)
Murabıtlar
Aslen Kuzey Afrika kökenli bir hanedan olan Murabıtlar, Endülüs Emevilerinin parçalanmasını izleyen karışıklık döneminde, düzenli bir askeri güce sahip olmalarının da verdiği avantajla kısa sürede İber Yarımadasının Müslüman bölgelerinin neredeyse tamamını ele geçirdiler. 1090 ve 1147 yılları arasında bugünkü İspanya’nın büyük bölümü ve Kuzey Afrika’daki bazı toprakları denetimleri altında tutarak güçlü bir devlet düzeni teşkil ettiler. İlk başlarda güçlerini korusalar da sonraları Hristiyan İber halklarının saldırıları ve Kuzey Afrikalı diğer toplulukların çıkarttığı ayaklanmalar yüzünden güçleri gün geçtikçe tükenen Murabıtlar, kendileri gibi Kuzey Afrika kökenli bir halk olan Muvahhidlerin saldırıları sonucu onların egemenliği altına girerek siyasi egemenliklerini kaybettiler.
Muvahhidler Dönemi (1146-1248)
Muvahhidler
Muvahhidler gene Kuzey Afrika kökenli bir Müslüman hanedan olup Murabıtlar Devletini yıkarak onların yerine geçtiler. 1146 ve 1248 yılları arasında bugünkü İspanya topraklarının büyük bölümünün yanısıra Kuzey Afrikadaki bazı toprakları da denetimi altında tuttular. Hristiyan saldırıları ve bazı iç karışıklıklar sonucu 1248′de yıkıldılar. İber Yarımadası üzerinde hüküm sürmüş son büyük devlettir. Bu devletin yıkılışının ardından egemenliğindeki topraklarda bağımsız emirliklerden başka bir şey kalmamıştır.
Gırnata (Granada) Sultanlığı (1232-1492)
1492′de Beni Ahmer Devletinin yıkılışı ile İspanyadaki 781 senelik İslam egemenliği sona erdi.
Müdeccenler ve Moriskolar (1492 – 1610)
İspanya kralı III.Felipe 22 Eylül 1609 tarihli bir fermanla 1610-1614 yılları arasında Müdeccenleri İspanya’dan kovdu. 300.000 kadar Müdeccen vatanlarını terkettiler.Böylece Müslümaların İspanya’daki izi büyük oranda silinmiş oldu.
Endülüs’ün Tarihi Temel Özellikleri
1. Coğrafî ve kültürel konum itibarıyla Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu ile doğrudan ilişkili.
2. İslamiyet’in siyasi-askerî güç ve medeniyet bakımından Orta Çağ’da ulaştığı zirve ve Batı Aydınlanması’nın ya da insanlığın değer kaynağı ve aracısı.
3. Avrupalı İslam.
4. İçerisinde 7 civarında ırk ve 3 büyük semavi din mensuplarını barındıran multikültürel yapısıyla bir hoşgörü medeniyeti.
Bu sebeple, 8 + 1 asırlık (711-1492+1609) Endülüs tarihinin mükemmel bir şekilde araştırılması ve anlaşılması için şunların iyi bilinmesi şarttır:
1. Orta Çağ-Yeniçağ Orta Doğu-Kuzey Afrika ve Avrupa Tarihi,
2. Arapça, Berberice, Latince, İspanyolca, Katalanca, Portekizce ve Fransızca gibi 7 lisan.
5. İslam Dünyasına karşı Avrupa’da Haçlı düşüncesinin doğuşu ve seferlerinin başlamasına sebep olmuş bir Müslüman devleti. Bu açıdan, Doğu-Batı veya İslam-Hıristiyanlık Mücadelesi Tarihinin Orta Çağ dilimindeki en önemli safhası.
6. Müslümanların geleneksel, siyasi, dinî ve ekonomik zaaflarını ortaya koyan bir ibret sahnesi.
7. Coğrafya-iklimsel özellikleriyle bir tabiat harikası.
8. Endülüs Müziği
9. Günümüzün en büyük “dayatması” sayabileceğimiz medeniyetler çatışması iddiasının anti-tezi.