David Friedrich Strauss Kimdir ? Hayatı Ve Biyografisi

Doğum tarihi: 27 Ocak 1808, Ludwigsburg, Almanya

Ölüm tarihi ve yeri: 8 Şubat 1874, Ludwigsburg, Almanya

David Friedrich Strauss’un Hayatı

Alman tarihçi ve zamanının en tartışmalı Protestan ilahiyatçısı olan David Friedrich Strauss (1808-1874), tarihsel figür İsa ile Hıristiyan inancının öznesi İsa arasında net bir ayrım yapan ilk kişilerden biriydi.

David Strauss, GWF Hegel, Friedrich Hölderlin ve FWJ von Schelling’in okuduğu ünlü Tübinger Stift okulunda oldukça zeki bir öğrenciydi. Bir ilahiyatçı olarak Hegel’in diyalektik yöntemini kullandı. 1835-1836’da, yaşamının büyük bir bölümünü ilgilendirecek olan konu üzerine, İsa’nın Hayatı adlı kitabı yazdı.Başlıca tezi, İncil yazılarındaki İsa’nın tarihin gerçek İsa’sı değil, Hıristiyanların dini bilinci tarafından dönüştürülmüş bir kişi olduğuydu. Bu nedenle, Hıristiyanlığın tarihsel bilgilere değil, bir efsaneye dayanması nedeniyle, Hıristiyan inancının ve teolojisinin temelinin bilimsel yöntemlerle açıklanamayacağını belirtmiştir. Ayrıca İsa’nın hayatını tarihsel bir şahsın bakış açısıyla tahlil etmek ve onun ilahi tabiatını kurtarmak mümkün değildir.

Bu kitap, zamanın tüm Protestan teolojisine bir meydan okumaydı ve Strauss, polemik ve tartışmalara yoğun bir şekilde dahil oldu. Şöhretinden dolayı herhangi bir üniversitede öğretmenlik pozisyonu alamadı. Teolojik konumunu birçok broşürde savundu, ancak eleştirmenlerini tatmin etmek için taviz vermeye başladı. Ancak yeni bir kitabında, Tarihsel Gelişiminde ve Modern Bilime Karşı Mücadelesinde Hıristiyan Doktrini (1840-1841), İncil, Kilise ve dogmaları değerlendirirken bilimsel bakış açısını bir kez daha vurguladı. Kilise ve bilimin konumlarının birleştirilemeyeceğine ikna olmuştu.

1841’den sonra karısından ayrıldı, ilahiyattan çekildi ve bir yazar olarak kariyerine başladı. Güney Almanya’dan şairlerin biyografileri ve tarih üzerine yoğunlaştı. Zarifçe yazılmış biyografileri arasında AJ Kerner, Eduard Mörike, JL Uhland, CF Schubart ve Voltaire üzerine denemeler buluyoruz. 1870-1871 Fransız-Alman savaşı sırasında Fransız tarihçi Ernest Renan ile yazıştı. Bu mektuplar yayınlandı ve kamuoyunda tartışıldı.

1864’te Strauss, İsa’nın yaşamı sorunuyla tekrar başa çıkmaya çalıştı, ancak daha ılımlı bir şekilde. Daha önceki düşmanlarının argümanlarının çoğunu kabul etti. Ancak İsa’nın bu yeni Yaşamı zorlayıcı değildi ve 1836’daki çalışmasıyla aynı ilgiyi çekmedi. 1872’de yine Hıristiyan teolojisinin temellerine saldırdı. Son kitabı, Eski ve Yeni İnanç,düşüncelerini dört soru altında sıraladı: Hâlâ Hristiyan mıyız? Hala dinimiz var mı? Dünyayı nasıl tasavvur ederiz? Hayatımızı nasıl düzenleriz? Hıristiyanlığın modern, eğitimli bir insan için herhangi bir ilgisi olduğunu reddetti. Dini duyguların yerine evrene tapınmayı koydu. Dünya bilimsel ve materyalist bir şekilde anlaşılmalıdır. İnsan hayatı, insanın iyiliği için bir endişe tarafından düzenlenmelidir. Bu kitap, arkadaşlar ve muhalifler tarafından neredeyse oybirliğiyle reddedildi. En ünlü saldırı Friedrich Nietzsche tarafından yönetildi. Bu tepki Strauss’un son yıllarının hayal kırıklığı oldu. 8 Şubat 1874’te doğduğu yer olan Ludwigsburg’da öldü.