Zeyno'nun Oğlu Roman Özeti | Halide Edip Adıvar

Zeyno’nun Oğlu Roman Özeti | Halide Edip Adıvar

Zeyno’nun Oğlu Roman Özeti | Halide Edip Adıvar 

Yazar : Halide Edip Adıvar 

Türü : Roman türünde yazılmış bir eserdir.

Konusu 

Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Doğu Anadolu’da hazırlanmakta olan bir Kürt isyanının hemen öncesinde geçen olayları anlatır.Halide Edip Adıvar’ın Kalp Ağrısı adlı romanının devamıdır. ”Hiçbir engel millî birlik ve beraberliğimizi sarsamaz. ” ana fikrini taşır.Roman on dört bölümden oluşmaktadır. “Batılı olmak, batıyı şeklen taklit etmek değildir”de romanın yardımcı fikri olarak görülür. 

Eserin Kahramanları 

Miralay Muhsin,Zeyno, Binbaşı Hasan ,Asım Bey ,Haso çavuş ,Haso çocuk, Mesture ,Mazlume

Zeyno'nun Oğlu Roman Özeti | Halide Edip Adıvar

Zeyno’nun Oğlu Roman Özeti

Miralay Muhsin Diyarbakır’da görev yapmaktadır. Karısı Zeyno ise İstanbul’dadır. Miralay Muhsin,İstanbul’da bulunan yardımcısı Binbaşı Hasan’a gönderdiği bir telgrafla,onun,Diyarbakır’a gelecek olan karısı Zeyno’ya refakat etmesini ister. Binbaşı Hasan, Zeyno’nun eski sevgilisidir. Zeyno’nun babası Asım Bey bir doktordur.

Onun hastalarından olan Mesture Hanım ve kızı Mazlume de Diyarbakır’a gidecektir. Mesture Hanım’ın kocası Mazlum Bey Diyarbakır’da kaymakamdır. Dr. Asım Bey vasıtasıyla Mesture Hanım ve Mazlume’nin de Zeyno ve Binbaşı Hasan’la beraber yolculuk yapmaları kararlaştırılır. Nisan ayının on beşinci günü trenle Diyarbakır’a hareket edilir. Romanın dördüncü bölümüne kadar anlatılan bu olaylardan sonra üç bölüm boyunca Kürt Zeyno, Haso Çavuş(Ramazan), Haso Çocuk, Perihan Nine ve onların başından geçen olaylar anlatılmaktadır.

Diyarbakır’da görev yapan Miralay Muhsin’in karargâhının yanındaki konakta olup bitenler Muhsin Bey’in dikkatini çeker. Konaktan sürekli kavga eden insanların sesleri gelmektedir. Kavga sesleri arasında Haso Çocuk ismi hep beddualarla anılmaktadır.

Zeyno'nun Oğlu Roman Özeti | Halide Edip Adıvar

Hadiselerin cereyan ettiği zaman Zeyno, Hasan’dan gebe idi ve bunu söylemek için bütün cesaretini toplamış, Hasan’ın odasına gitmiş, fakat söylemeye cesaret edememişti. Hasan, onun için, ölünceye kadar ayaklarının altında yaşanır, fevkalbeşer (insanüstü) bir erkekti. Ondan kendisi için bir şey istemek,zihninden bile geçmemişti. Fakat karnındaki çocuk da bu fevkalbeşer insanın bir parçasıydı. Onu Kürt Zeyno’nun zavallı,sefil muhitine bırakıp gidebileceğini hiç düşünmüyordu. Bir cesaret edip söylese,mutlak bir şey yapacaktı. Annesi bu hadiseden sonra iki gün kapıyı kilitlemiş,korku içinde yaşamıştı. Bir annesinin elinden kurtulup kaçsa, yine bir çaresini bulacak,Hasan’ı görecekti.

Kürt Zeyno’nun teyzesinin oğlu Haso Çavuş bu olaylardan sonra ismini Ramazan olarak değiştirmiştir. Ramazan’ın Kürt Zeyno’da gözü vardır ve Selman’ın hapiste yatmasını fırsat bilerek, Kürt Zeyno ve Kürt Zeyno’nun annesi Perihan Nine’yi de yanına alarak gizlice K… Köyü’ne yerleşir. Ramazan ve Kürt Zeyno K… Köyü’nde evlenirler. Bu evliliğin on ikinci günü Ramazan yakalanma korkusuyla K… Köyü’nden kaçar, Erzurum’a gider. Ruslar Erzurum’u işgal ettiği sırada Ramazan esir düşer ve uzunca bir süre kendisinden haber alınamaz. Ramazan’la evlendiği zaman hamile olan Kürt Zeyno çocuğunu doğurur. Kürt Zeyno’nun oğlu Haso Çocuk’un tasviri romanda şöyle yapılmaktadır: “En güzel bir Kürt kadınıyla yakışıklı bir Türk erkeğinin en güzel yerlerini bu çocukta toplayan tabiî ıstıfanın (seçkinliğin) en muzaffer numunesi olan Haso Çocuk,Zeyno’nun hayatına, Allah’ın erişilmez bir inayeti,bir lütfu olarak girmişti. ”(s. 75-76)Perihan Nine ve Zeyno K… Köyü’nde Haso Çocuk’la beraber yeni bir hayata başlarlar. 1920 senesinde ve Haso Çocuk beş yaşındayken Ramazan’ın köye döneceği haberi gelir.

Ramazan çocuğun telaş etmesinden şüphelenerek kağıtları ondan önce alır. Binbaşı Hasan’la Haso Çocuk’un samimiyetinden haberdar olan Ramazan yıllar önce Kürt Zeyno’nun başından geçenleri Haso Çocuk’a kaba bir dille anlatır. Haso Çocuk perişan olmuştur. Konaktan ayrılıp K… Köyü’ne gider, ertesi gün Şaban’la birlikte konağa döner. Bu olaylardan sonra Şeyh’in adamlarından Bayram Ağa konağa gelir ve Haso Çocuk’u tekrar Şeyh’in yanına götürür.

Binbaşı Hasan ve İstanbullu Zeyno Haso’nun gidişinden çok etkilenirler. Binbaşı Hasan içindeki şüpheleri İstanbullu Zeyno’ya anlatır ve ondan yardım ister. Zeyno da işin aslını öğreneceğine dair ona söz verir.

Mesture Hanım bu kez kostümlü bir dans partisi düzenlemeye girişir. Bunun için bir komite bile kurar. Komitede yapılacak parti hakkında kararlar alınır.

Şeyh, Haso Çocuk’u etkilemeye çalışmaktadır. ”Şeyh, bugünlerde ihtilâl ve imhanın bir peygamberi gibi hazırlamakta olduğu fırtınanın hummasını Haso’nun damarlarına aşılamaya çalışıyordu. ”(s. 306) Şeyh’in yapacaklarının en başında Binbaşı Hasan’ın öldürülmesi vardır ve plân, Haso’nun vereceği bilgiler doğrultusunda yapılacaktır.

Aralığın on beşinci gecesi plânlanan kıyafet balosu Muhsin Bey’in evinde yapılır. Gece devam ederken Muhsin Bey aldığı bir ihbar telefonuyla telaşlanarak karargâhına döner. Karısı Zeyno’ya da konuklara belli etmeden baloyu bitirmesini,Binbaşı Hasan’ın ve diğer birkaç askerinin de karargâha dönmelerini bildiren bir not bırakır. Balo gecesi konuklar konağı terk ettikten sonra Kürt Zeyno çaresizlik içinde başından geçenleri,Ramazan’ın konağa gelip Haso’yu tehdit etmesini,Binbaşı Hasan’ın hayatının tehlikede olduğunu İstanbullu Zeyno’ya haber verir.

İstanbullu Zeyno da muhtemel Binbaşı Hasan suikastini Muhsin Bey’e bildirir. Bu olaylar yaşanırken Mazlume de genç zabitlerden Ali Nuri Bey’le flört etmektedir. Saffet Mazlume’ye âşıktır fakat bunu belli edemez. Mazlume de aynı hisleri taşımasına rağmen diğer erkeklerle gezip tozar. Balo gecesi Mazlume ve Ali Nuri Bey’i bir odada samimi bir şekilde gören Saffet’in bütün hayalleri yıkılır. Balonun ertesi günü Mazlume bir kaza geçirir, atı vurulmuş kendisi de yaralanmıştır. Binbaşı Hasan onu İstanbullu Zeyno’nun konağına getirir. Saffet de Mazlume iyileşinceye kadar başından ayrılmaz ve beraber geçirilen bu günlerin sonunda iki genç evlenmeye karar verirler.

Muhsin Bey şehri bekleyen tehlikeyi sezmektedir; karısını, babası Asım Bey’in hastalandığı gerekçesiyle İstanbul’a göndermeye karar verir. Yolculuk Mardin’e kadar Binbaşı Hasan’ın gözetiminde olacaktır. İstanbullu Zeyno ve Binbaşı Hasan yola çıkarlar;ancak K… Köyü’nün yakınlarında silahlı saldırıya uğrarlar. Yaşanan çatışmada Binbaşı Hasan ağır yaralanır. Ramazan da karşı gruptadır ve o hayatını kaybeder. Binbaşı Hasan hastahaneye kaldırılır Zeyno’yu da bir başka asker İstanbul’a götürür.

Romanın on üçüncü bölümü “Fırtınadan Sonra” başlığını taşıyor ve Diyarbakır’daki Muhsin Bey’in İstanbul’da bulunan karısı Zeyno’ya yazdığı bir mektuptan oluşuyor. Muhsin Bey mektubunda Zeyno’ya, o, İstanbul’a gittikten sonra gelişen olayları haber veriyor;Kürt Zeyno ile konuşmasını, Haso Çocuk’un elinden alınan haritanın önemini, ana oğlun Divanı Harp karşısındaki durumunu anlatıyor. Olaylar bir bir gün yüzüne çıkınca Kürt Zeyno ve Haso’nun masum oldukları anlaşılır. Binbaşı Hasan her geçen gün iyileşmektedir. Bir süre sonra da Kürt Zeyno ile nikâhları kıyılır.

Zeyno'nun Oğlu Roman Özeti | Halide Edip Adıvar

Romanın son bölümünde ise sular durulmuş,herkes yeni hayatına başlamıştır. Kürt Zeyno’nun Binbaşı Hasan’dan Perihan adında bir kızı olur,İstanbul’da oturmaktadırlar ve Haso’nun çok sevdiği Şaban amcası da onlarla beraberdir. İstanbullu Zeyno ve Muhsin Bey Binbaşı Hasan’ın ilk kızı olan Muazzez’i evlatlık almışlardır. Saffet ve Mazlume evlenmiştir ve ikisi de çok mutludur. Mesture Hanım’ın gösteriş merakı,asrîlik çılgınlığı ise hızından bir şey kaybetmeden devam etmektedir.

Romanımız Saffet’le Binbaşı Hasan arasında geçen şu konuşmayla son bulmaktadır: ”-Bu,azizim Hasan hiç elle tutulur, görünür bir şey değil!Asrîliğin ne meslekle,ne kıyafetle,ne de yaşayış tarzıyla münasebeti var. Bu içten gelen fikrî bir şey!Bu yarının dünyasını,insaniyetini tanzim edecek idealin sahipleri!Dünyanın bugünkü görünüşüne kulak asma!Sırf bir intikal devresi.

İntikal devrinin kargaşalığından istifadeye kalkan,”dün”ün döküntüleri birtakım becerikli,gözü açık,yaygaracı insanları ortasında hakim görünüyorlar. Dünün çöken dünyasını biraz daha ayak üstünde tutmak,dağılan sofrasında biraz daha kalıp (bilgi yelpazesi.net) yemek ve içmek için keyiflerine göre kendilerine isim veriyor,kendilerine asrî diyorlar. Mesela bizim kayınvalide hanım!bunlar geçici ve marazî faaliyetler.

Esasen dünyada yeni ve eski diye,ben bir şey tanımıyorum. Her zaman kuranla yıkan,iyi ile fena,çirkin ile güzel arasında ezelî bir mücadele görüyorum. Güzel,iyi,müspet olan her şey daimî ve yarının binasının malzemesi… Binaenaleyh, her devirde asrî olan onlar!Onlar yarını kuracaklar,yarının sanatını yaratacaklar,kalple dimağın işbirliğini temin edecekler. onlar geçmiş insanlık çağlarının hiçbiriyle kıyas olunmayan ilim,tecrübe ve kudretle başlayacaklar. Bunlar kadın iseler…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Web Tasarım