Kurt Gödel Kimdir? Hayatı ve Eserleri Nelerdir ?
Kurt Gödel Kimdir? Hayatı ve Eserleri Nelerdir ?
Mantıkçı
Doğum tarihi: 28 Nisan 1906, Brno, Çekya
Ölüm tarihi ve yeri: 14 Ocak 1978, Princeton, New Jersey, ABD
Kurt Gödel’in Biyografisi
Matematikçi ve 20. yüzyılın en önemli mantıkçısı Kurt Gödel, tekstil firması yöneticisi bir baba ve çocuklarıyla ilgili bir annenin ikinci erkek çocuğu olarak, 28 Nisan 1906’da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na bağlı Çekoslavakya’da dünyaya gelir.
Kurt Gödel Biyografi
10 yaşındayken, matematiği, dinleri ve dilleri öğrenmeye başlayan Gödel, ailesi içerisinde bitmez merakı ve sonu gelmeyen soruları nedeniyle “Bay Neden” olarak anılır. Alman okullarında okuduğu için hayatı boyu Çekçe öğrenemez. Başarılı bir lise eğitiminin ardından, 18 yaşında kuramsal fizik okumak üzere gittiği Viyana Üniversitesi’nde karar değiştirip matematik bölümüne geçer.
Bu dönemde Gödel’in danışman hocası, matematikçi ve analizci Hans Hahn’dır. Gödel, ileride onun en ünlü öğrencisi olacaktır. Hahn, fizikçi ve filozof Ernst Mach’ın pozitivist felsefi görüşlerini tartışan bir düşünce topluluğunun üyesidir. Gödel, 1922 yılında Hahn’ın desteğiyle, dogmatik bilimsel düşünceleriyle pek örtüşmese de, Viyana Çevresi adını alan topluluğun toplantılarına katılmaya başlar. Topluluğun genel görüşleri bugün mantıkçı pozitivizm olarak bilinmektedir. Temelde Ludwig Wittgenstein’ın, Tractatus Logico-Philosophicus yapıtından etkilenen bu topluluk, metafiziği ve metafiziksel sorunları anlamsız sorunlar olarak görür.
Kurt Gödel Kimdir?
1928 yılından itibaren matematiksel mantık üzerine yoğunlaşmaya başlayan Gödel, matematik felsefesi üzerine pek çok seminere katıldığı David Hilbert’in çalışmalarının devamı olarak, eksiksizlik üzerine doktora tezini sunarak matematik alanında doktorasını tamamlar. 1929 yazında biten doktora tezi bugün Gödel’in Eksiksizlik Teoremi olarak bilinmektedir.
Kurt Gödel, Alfred North Whitehead ve Bertrand Russell’in birlikte yazdığı Principia Mathematica kitabını baştan sona okuyabilen kişilerden biridir. Kitapta en temel aksiyomlarla ilgili açık bir tanımın olmadığını, yani her mantıksal önermenin doğruluğunun ya da yanlışsa değilinin teoride ispatlanabilir olduğunu göremediğini söyler.
1931 yılında 25 yaşında, Eksiklik Teoremi olarak adlandırılan iki teoremi ispatlar. Gödel, aritmetik için tutarlı bir aksiyomatik sistemin zorunlu olarak eksik olması gerektiğini belirttiği “Principia Mathematicada ve İlişkili Dizgelerin Biçimsel Olarak Kararlaştırılamayan Önermeleri Üzerine – I” adlı ünlü makalesiyle matematik dünyasını altüst eder. Aksiyomatik, yeni teoremler üretmekle ilgili mantıksal çıkarım kurallarını içeren biçimsel sisteme verilen addır.
1928 yılından itibaren matematiksel mantık üzerine yoğunlaşmaya başlayan Gödel, matematik felsefesi üzerine pek çok seminere katıldığı David Hilbert’in çalışmalarının devamı olarak, eksiksizlik üzerine doktora tezini sunarak matematik alanında doktorasını tamamlar. 1929 yazında biten doktora tezi bugün Gödel’in Eksiksizlik Teoremi olarak bilinmektedir.
Kurt Gödel, Alfred North Whitehead ve Bertrand Russell’in birlikte yazdığı Principia Mathematica kitabını baştan sona okuyabilen kişilerden biridir. Kitapta en temel aksiyomlarla ilgili açık bir tanımın olmadığını, yani her mantıksal önermenin doğruluğunun ya da yanlışsa değilinin teoride ispatlanabilir olduğunu göremediğini söyler.
1931 yılında 25 yaşında, Eksiklik Teoremi olarak adlandırılan iki teoremi ispatlar. Gödel, aritmetik için tutarlı bir aksiyomatik sistemin zorunlu olarak eksik olması gerektiğini belirttiği “Principia Mathematicada ve İlişkili Dizgelerin Biçimsel Olarak Kararlaştırılamayan Önermeleri Üzerine – I” adlı ünlü makalesiyle matematik dünyasını altüst eder. Aksiyomatik, yeni teoremler üretmekle ilgili mantıksal çıkarım kurallarını içeren biçimsel sisteme verilen addır.
Gödel, içine kapanık ve ilginç bir kişiliğe sahiptir. Yazın kışlık giysilerle dolaşır, hortlaklara inanır, buzdolabı gazıyla zehirlenebileceğine inandığı için evinde kapı pencere açık oturur. Sağlıksız olmasına rağmen doktorların önerilerine uymaz, hatta tam tersi davranır. 1940 tarihinde yaşadığı mide kanamasında doktora gitmeyi reddettiği için ölümden döner. 1955 yılında yakın dostu Einstein ölünce daha da içine kapanır. En yakınında bulunan kişilerle bile telefonla konuşmayı tercih eder. Kötü insanların kendisini zehirleyeceklerine inandığı için sadece eşinin yaptığı yemekleri yer. 1977 yılında eşi hastalık sonucu yemek yapamaz hale gelince, Gödel yemek yemeyi tümüyle reddeder. Princeton Hastanesi’ne kaldırılır, orada da yemek yemeği reddedince, iki hafta sonra açlıktan yaşama veda eder.