Kar Kokusu Kitap Özeti /Ahmet Ümit
Kar Kokusu Kitap Özeti / Ahmet Ümit
Kar Kitap Konusu :Aralarında TKP’nin de bulunduğu çeşitli ülkelerin komünist partilerinden bazı üyeler Moskova’daki Marksizm Enstitüsü’nde eğitim görmektedirler. Sıradan sayılabilecek yaşam TKP’lilerden birinin öldürülmesiyle değişir. Herkes korku içinde birbirinden şüphelenmeye başlar; enstitü ve TKP grubu KGB ajanları tarafından takibe alınır; tedirginlik diğer öğrencilere de sıçrar.
Kar Kokusu Kitap Türü :Ahmet Ümit’in 1998 yılında yayımlanan polisiye-gerilim türündeki romanıdır.
Kar Kokusu Kitap Özeti
Yarı otobiyografik olarak yazılmış bir roman.Sovyetler Birliği henüz dünya sahnesinden silinmemiştir.Türkiye’de askeri bir dönem yaşanmaktadır. Türkiye’de askeri diktatörlüğün en karanlık günleri. Moskova’daki uluslararası okulda eğitim gören Türkiyeli devrimciler. Askeri diktatörlüğün istihbaratçıları onların peşinde. Ve karlar üzerinde işlenen bir cinayet. Cinayet sorgusuyla başlayan iç hesaplaşma. Hayatın anlamı nedir? Gerçeği kim temsil ediyor? Sadece Türkiye Komünist Partisi’nin değil, uluslararası devrimci hareketin bir dönemine de farklı bir bakış.
“Mehmet koruluğun sınırındaki dereye geldiğinde, Leonid yine yaklaşmıştı pencereye. Ama Mehmet onu görmedi. Gözleri geçeceği derenin üzerindeki küçük köprüye takılmıştı, yerler buzdan parıldıyordu. Köprüye doğru bir adım atmıştı ki, ayağı kaydı. Düşmekten son anda tahta korkuluğa tutunarak kurtuldu. Doğrulup yeniden yürümeye başlayacaktı ki, arkasında birinin varlığını hissetti. İrkilerek başını çevirmeye çalıştı ama geç kalmıştı; derinden gelen bir ses duydu, aynı anda sırtında şiddetli bir darbe hissetti; hızla öne savruldu ama elleri hâlâ korkuluklarda olduğu için yere düşmedi. Başını çevirip vuranı görmek istedi, başaramadı.
Bakışları usulca aşağı, göğsüne kaydı, hiçbir şey göremedi. Ama sırtındaki ağırlık hissedilmeyecek gibi değildi. Birkaç saniye ayakta kaldı, başı dönüyor, kusmak istiyordu. Engellemek istedi, başaramadı, ağzından koyu bir sıvının boşaldığını fark etti. Elleri korkuluktan çözüldü, yüzüstü yere yıkıldı. Düşerken başını köprünün buzlanmış tahta döşemesine çarpmıştı, ama hiç acı duymuyordu. Yalnızca hızla uzaklaşan birinin ayak seslerini işitti.”