Dokuzuncu Hariciye Koğuşu | Peyami Safa

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu | Peyami Safa

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu | Peyami Safa  

Dokuzuncu hariciye koğuşu Peyami Safa

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu ,Peyami Safa’nın kaleme aldığı eserde psikolojik çözümlemelere çok sık yer verilmiştir. Aynı zamanda betimlemelerin yoğun ama anlatım dili oldukça yalındır. Roman türü olarak psikolojik roman denilir. Hasta bir gencin çaresizliği sonucu yaşananlar ve aynı zamanda aşık oluşunu eserde görülmektedir.

TÜRÜ : Psikolojik bir türde yazılan eserdir.

Dokuzuncu hariciye koğuşu

YAZAR: Peyami Safa 

ÖNEMİ

Psikolojik roman türünde Peyami Safa’nın en önemli eserlerinden biridir. Türüne örnek teşkil etmektedir. 1930 yılında yayımlamıştır. Peyami Safa romanın baş karakterinin adını vermez ve bazı yerlerde otobiyografi söz konusudur. Kendi hayatından alıntılar vermektedir. O kahramanın kendisi olduğu düşünülmektedir.

KONUSU

Psikolojik romanda önem taşıyan eser,yoksul bir gencin küçük yaşlardan beri doktor kapılarında oluşunu dizinde ki rahatsızlıktan dolayı bacağının kesilme ihtimalini ele alır. Rahat ve iyi bir hayat sürerse hastalığının ilerlemeyeceği söylenir .Bunun için uzaktan akrabası emekli Paşa’nın Erenköy’de ki köşküne gider ve Paşa’nın kızına aşık olur. Daha sonra ise aşkına kavuşamaz ve hastalığı ilerler. Bu kurgu ile ilerleyen eser betimlemeli ama yalın bir dilde 1. tekil şahısın ağzından anlatılmıştır.  

Eserin Kahramanları

Hasta Genç,Nüzhet,Doktor Ragıp,Paşa,Nurefşan

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Roman Özeti

Hasta Genç küçük yaştan itibaren dizindeki ağrıdan şikayetçidir. Doktor Mithat’a son gidişinde kemik verimi olduğunu anlaşılır. Hastalığı ilerleyeceği takdirde bir  bacağını kaybedeceğini söylerler. Hastalığın ilerlememesi için rahat , sağlıklı ve yeterli beslendiği , sakin , mutlu bir yaşam sürmesi gerektiğini söylerler. Hasta Genç , yoksul mahallesindeki evlerine ,  annesinin yanına gider. Bunları söylemekten çekinir çünkü durumları oldukça kötüdür. Annesine üzülse de söyler. Hasta Genç ; tatil niyetinde uzaktan akrabaları emekli Paşa’nın Erenköy’de ki köşküne gider.

Hasta Genç , kendisinden büyük olmasına rağmen Nüzhet’e aşık olur ve aşkını da karşılık bulur. Nüzhet’i bu arada Doktor Ragıp talip olmaktadır. Nüzhet’in annesi Hasta Genç ile olan ilişkisini fark eder ve aralarını açmak için Hasta Genç’in hastalığının bulaşıcı olduğunu söyler. Hasta Genç ise konuşulanları duyar. Evine gitmek için köşkten ayrılacakken annesinin köşke geleceğini öğrenir ve bir gece daha kalmak zorundadır. Ertesi Günde Doktor Ragıp Bey ve annesi de yemeğe davetlidir. Hep birlikte yemek sofrasında buluşurlar. Doktor Ragıp’ın Fransız kültürü ve dili övmesine daha fazla dayanamayan Hasta Genç ile tartışıp araları açılır. Hasta Genç ertesi gün annesi ile yoksul evlerine dönerler. Üzüntüden hastalığı ağırlaşır.

Doktor Mithat’ın yanına giden Hasta Genç bir kaç ameliyat geçirir. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’na yatırılır ve tedavi edilir. Bacağı kesilmekten kurtulur. Nüzhet’in ise Doktor Ragıp ile evleneceğini öğrenir . Hasta Genç , annesi ile yeni bir yaşam için Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’n dan taburcu olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Web Tasarım