Bir Avuç Saçma Eser Özeti | Refik Halid Karay
Bir Avuç Saçma Eser Özeti | Refik Halid Karay
Yazar :Refik Halid Karay
Türü : Hikaye türünde yazılmış bir eserdir
Konusu
İçinde birçok hikaye bulunduğu için her hikayede farklı bir konu anlatılmıştır.
Bir Avuç Saçma Eser Özeti
Yazar, kitabında küçük ve parça parça hikâyelerden bahsetmektedir. Kitapta bu şekilde otuz dokuz tane hikâye bulunmaktadır.
Yazar, bu hikâyelerin hepsine bir ortak yön vermeye çalışmış. Öncelikle hikâyelerin hepsinde başta olaydan bahsetmiş ve hepsini de kendi yaşadı gibi göstermeye çalışmış. Olayın o yönünü bilemiyoruz tabii ki belki de yaşamıştır. Kitapta o konudan bahsedilmiyor. Sadece sırayla hikâyeler anlatılmış. Hikâyelere ise bakış açısı; Hepsine bir alaycı gözle bakmış ve okuyanları güldürmeye çalışmış. Hikâyelerin hepsi genel anlamda güzel sayılır ama kitabın adından da anlaşılacağı gibi gerçekten biraz da saçma. Şimdi size bu hikâyelerin bir kaçından özet olarak bahsetmek istiyorum:
Bu hikâyenin adı ‘kusuya merhamet’; Yazar burada kendini apartmanda oturan bir efendi gibi gösteriyor ve ona bir akrabası kuzu hediye ediyor ve o da nerde besleyeceğim derdine düşüyor, apartmanda kuzumu beslenir diye yakınıyor onu apartmanın altına indiriyor fakat kuzuda orada ağlamaya başlıyor. Yazar burada şöyle düşünüyor: Böyle şeyleri gerçekten düşmanına hediye edeceksin diyor, beslemesi tam bir eziyet diye düşünüyor ve dayanamıyor, o da başka birine hediye ediyor.
Yazar, başka bir hikâyesinde ‘su ve köpük ‘diyor; Burada ise çağlayanlarda oluşan köpükten bahsediyor. Köpüğün ona çalgılı gazinolarda caz davuluna uyarak çılgınca numaralar yapan, ak etekli oyuncu kızları hatırlattığını söylüyor, bunu da bunaltıcı bir gürültü içinde yalancı bir keyif diye nitelendiriyor. En tatlı köpüğün ise bira köpüğü olduğunu söylüyor. Ayrıca çağlayanı, bir azgın olarak görüyor ve keşke bir an dursa ve donuverse diyordu. Çağlayanın başına geçip ‘sende uslanacaksın çapkın, sende durulacaksın ey deli gönül, sende ağırlaşacaksın ey hoppa ‘diyordu. Fakat onu dinlemediğini düşünüyor ve aşağıda ırmağın kucağına düşünce akıllanır diyordu.