Beyoğlu’nun En Güzel Abisi Kitap Özeti | Ahmet Ümit
Beyoğlu’nun En Güzel Abisi Kitap Özeti | Ahmet Ümit
Yazar: Ahmet Ümit
Türü: Roman türünde yazılmış bir eserdir.
Beyoğlu’nun En Güzel Abisi Kitap Özeti | Ahmet Ümit
Eserin Kahramanları
Başkomiser Nevzat, Ali ,Zeynep ,Kara Nizam ,Barbut İhsan ,Klarnetçi Sadri ,Azize ,Engin,Evgenie,Jale , Saltanat Süleyman ,Çilem ,Kerto
Beyoğlu’nun En Güzel Abisi Kitap Özeti | Ahmet Ümit
Konusu
Beyoğlu‘nun En Güzel Abisi, Türk yazar Ahmet Ümit tarafından yazılan polisiye romanıdır. Romanda, İstanbul’un Beyoğlu semtindeki Tarlabaşı’nda bir erkek cesedinin bulunmasıyla birlikte gelişen olaylar ve cinayet araştırması, romanın kurgusal karakteri Başkomiser Nevzat’ın ağzından anlatılmaktadır.
Beyoğlu’nun En Güzel Abisi Kitap
Özeti | Ahmet Ümit
Her yılbaşında olay çıktığı için Başkomiser Nevzat ve yardımcısı Ali diken üstünde bekliyorlardı. O yılbaşı gecesinin olaysız geçmesini istiyorlardı. Fakat istedikleri gibi olmadı ve Beyoğlu’nun Tarlabaşı semtinde bir cinayet işlendi. Başkomiser Nevzat önceden uzun yıllar Beyoğlu’nda görev yapmıştı. Orayı gayet iyi biliyordu. Olay yerine gittiklerinde ölen kişinin Engin Akça olduğunu öğrendiler. Engin’in Öz Tarlabaşılılar Kulübü’nün sahibi Kara Nizam ile birlikte çalıştığını öğrendiler. Engin, Kara Nizam’ın kavgalı olduğu Barbut İhsan’ın mekânı Tarlabaşılılar Kulübü’nün önünde öldürülmüştü.
Engin tek bıçak darbesiyle kalbinden bıçaklanmıştı. Elinde silahı da duruyordu. Bu da Engin’nin ateş etmek istediğini ama katilin ondan daha hızlı davrandığını gösteriyordu. Başkomiser Nevzat olay yerinin yakınlarında üç çocuğu fark etti. Keto, Pirana ve Musti adındaki çocuklarla konuşmaya gitti. Onlardan da Engin hakkında bazı bilgiler edindi. Başkomiser Nevzat ve Ali o gece Engin’in evine gittiler ve o sırada evde birisi ateş etti. Ali de karşılık verdi ve onlara ateş eden kişi öldü. Daha sonra bu kişinin kiralık katil Titiz Tarık olduğunu öğrendiler.
Başkomiser Nevzat ve yardımcısı Ali ertesi gün de araştırmalarına devam etti. Artık hem Engin’i kimin öldürdüğünü hem de Titiz Tarık’ı kimin tuttuğunu öğrenmeleri gerekiyordu. Engin’in öldürüldüğünü duyan Barbut İhsan ve Kara Nizam kendilerinin yapmadığını söylüyorlardı. Hatta Barbut İhsan Başkomiser’in tanıdığı Janti Cemal’i de araya sokmuştu. Ama ikisinin de Engin’i öldürmek için bir sebebi vardı. Barbut İhsan’ın eski sevgilisi Çilem ile Engin’in ilişkisi olduğu söylentileri vardı. Fakat Kara Nizam, Engin’in öldürüldüğü gece Çilem’le evlenmişti. Kara Nizam Tarlabaşı’ndaki arsaları alıyordu. Engin de Kara Nizam’dan gizli olarak bazı yerleri almıştı. Engin’in evindeki kasada buraların tapularını bulmuşlardı.
Kasada Engin’in Jale ile çekilmiş bir fotoğrafı da çıktı. Başkomiser Nevzat bu kadını araştırmaya başladı. Jale’in çok zengin olduğunu ve Engin ile ilişkisi olduğunu öğrendi. Engin’in aldığı tapuları Jale’nin parasıyla aldığını düşündüler. Adli tıptan gelen raporla da Engin’in uzaktan fırlatılan bir bıçakla tek seferde öldürüldüğünü öğrendiler.
Araştırmalarında Engin’in öldürüldüğü gece sevgilisi Azize’nin çalıştığı gazinoda olduğunu öğrendiler. Azize ile konuşmak için oraya gittiklerinde Azize orada değildi. Orada onları Sadri karşıladı. Azize’nin işyerinden arkadaşıydı. Ona bazı sorular sordular. Ertesi günü ona Azize’yi merkeze getirmesini söylediler. Ertesi gün Azize Sadri ile geldi. Azize, Engin ile kavga ettiklerini o gece de Engin’in olay çıkardığını, ona bağırıp gittiğini söyledi. Başkomiser ve Ali Sadri ile konuşmaları sırasında Sadri’nin Bulgaristan göçmeni olduğunu öğrendiler. Oradaki kriminolog Zeynep’in ailesi de Bulgaristan göçmeniydi.
Başkomiser Nevzat, dışarıda sürekli komşusu ile karşılaşıyordu. Komşusu polisiye roman yazarıydı. Nevzat o adamı sürekli etrafında görmekten rahatsız oluyordu. Kendisini takip ettiğini düşünmeye başlamıştı. O gece Kara Nizam’ın kulübüne bir saldırı oldu ve Nizam’ın yeğeni Kudret, Fidan adında bir kızı öldürdü. Kudret kızın elinde silah olduğunu ona ateş edeceğini söylese de kimse saldırganların elinde silah görmemişti. Onlar kulübün boş olduğunu düşünerek molotof kokteyli atmışlardı. Başkomiser Nevzat ve Ali olay yerine gittiklerinde Fidan’ın yanında Nazlı’yı gördüler. Nazlı, Ferhat Çerağ Kültür Merkezi’ni işletiyordu. Burada evsiz çocuklar ve kadınlar hem kalıyor hem de eğitim görüyorlardı.
Başkomiser, kültür merkezine gidip Nazlı ile konuştu ve Fidan’ın orada kaldığını öğrendi. Fidan bir gruba katılmıştı ve oradan ayrılmıştı. Fidan’ın dahil olduğu grup Kudret serbest bırakılırsa ona saldırıp arkadaşlarının öcünü almayı düşünüyorlardı. Bunu duyan Başkomiser Nevzat Kara Nizam’ı uyardı ve birkaç gün ortalarda görünmemelerini söyledi. Kudret mahkemede serbest bırakıldı.
Başkomiser Nevzat ve Ali, Titiz Tarık’ın kaldığı oteli buldular. Oradaki çalışanlarla görüştüler ve kamera kayıtlarına ulaştılar. Jale’nin birkaç kez Tarık’la buluştuğunu öğrendiler. Aynı zamanda Jale’nin hesabından iki yüz bin lira çekildiği gün aynı miktarda para Tarık’ın hesabına yatmıştı. Ama sorguda Jale kendini hiçbir şekilde ele vermedi.
Çilem, Barbut İhsan’la konuşmak istedi. Barbut İhsan huzursuz oldu ve öncelikle Nevzat’a haber verdi. Daha sonra İhsan, Çilem’le görüştü ve Kara Nizam’ın evlendikleri gün gizlice birileriyle görüştüğünü öğrendi. Kara Nizam görüştüklerini öğrenince Nizam ile İhsan arasında çatışma çıktı. Nevzat yetiştiği halde tek başına çatışmalara engel olamadı. İhsan ve Nevzat’ın ikisi de öldü. Başkomiser Nevzat ikisinin de adamlarını sorguladı ama hiçbir sonuca ulaşamadı.
Artık katili bulamayacaklarını düşünmeye başlamışlardı. Ta ki O gece Zeyneplere yemeğe gidene kadar. Barbut İhsan cinayeti sebebiyle ertelenen yemek sonunda gerçekleşir. Yemekte Bulgarlardan bahseden Zeynep’in babasına, Klarnetçi Sadri’den bahsederler. Klarnetçi Sadri’yi tesadüfen tanıyan Zeynep’in babası Klarnetçi Sadri’nin eskiden sirkte çalışan bir bıçak ustası olduğunu söyler. Ama sirkte bir gösteri sırasında yanlışlıkla kardeşini öldürdüğü için İstanbul’a geldiklerini anlatır. Bunun üzerine apar topar Sadri’nin yanına gidilir ve Sadri her şeyi açıklar.
Başkomiser Nevzat’ın aklında hep komşusunun bir kitabını almayı düşünüyordu. Yazar ona son kitabını hediye etti ve kitabın ilk sayfasını okudu yazarın onun hayatını yazdığını, o yüzden hep peşinde olduğunu anladı.