Anaksimandros Kimdir?Hayatı Ve Buluşları Nelerdir?
Anaksimandros Kimdir?Hayatı Ve Buluşları Nelerdir?
Filozof
Doğum tarihi : M.Ö 610; Milet, Karya
Ölüm tarihi: M.Ö 546 Net Bilinmiyor
Anaksimandros’un Biyografisi
Antikçağ tarihçisi Apollodor’a göre 42. Olimpiyatın 3. yılına denk gelen M.Ö 610 da Miletos’da doğmuş ve 64 yaşındayken, 58. Olimpiyatın 2. yılına denk gelen M.Ö 546 yılında da ölmüştür.
Anaksimandros Milesian okulunun kurucusu olan Thales’in öğrencisiydi. Başarıları Anaksimenes ve Pythagoras’ı da etkilemişti. Thales’ten farklı olarak o, öğretilerini yazılı olarak bırakmıştır. “Peri Physeos” (Doğa Üzerine) adlı yazılı eseri bırakmıştır. İlk çağ felsefe tarihi açısından önemli bir düşünürdür.
Anaksimandros bir filozof olduğu kadar doğa bilimcisidir de. Onun felsefi görüşleri ve bilimsel gözlemlere dayalı bilgileri iç içe geçmiştir. Anaksimandros’un yapmış olduğu bilimsel çalışmalar şöyledir:
Denizcilerin yön bulmasına yardımcı olmak için bir harita yapmıştır.
Ay’ı gözlemlemiş ve Ay’ın kendi ışığını yaratmadığını, Güneş’ten aldığını bulmuştur.
O dönemde bilinen dünyanın haritasını bir levha üzerine çizmiştir.
Güneş saatini bulan kişidir.
Tüm canlılığın suda başladığını, sonra bir kısmının karaya çıktığını iddia ettiği bir evrim görüşü vardır.
Dünya’nın düz bir tepsi gibi değil silindir şeklinde olduğunu ileri sürmüştür. Gök, yerin etrafında döner.
Güneş’in, dünyadan 27-28 kat daha büyük olduğunu ve yanan bir ateş olduğunu söylemiştir.
Anaksimandros felsefesine şu sorularla başladı:
“GÖRÜNEN BU DOĞA BİR OLUŞ HALİNDEDİR. DOĞANIN ARKASINDA YATAN TEMEL İLKE NEDİR? DÜNYA NEDİR? NEYİN İÇİNDEDİR VE YERLE GÖK ARASINDAKİ UZAKLIK NEDİR?”
Dünya ve Evren
Thales’le başlayan, Anaksimandros’la ana hatlarını kazanan (historia peri phuseos) doğayı doğa içinde unsurlar ve nedenlerle açıklama çabası, Aristoteles’in, İskenderiye biliminin, Batlamyus’un, Arap bilimcilerin, Kopernik’in, Galileo’nun, Newton’ın, Einstein’ın devrimlerine zemin hazırlamıştır.
Dünya durgun ve düz olmayıp, eni boyundan daha büyük bir silindir biçimindedir. Hava boşluğunda hiçbir şeye dayanmaksızın yüzer. Aristoteles, Anaksimandros’u fizikçilerden saymakta, onu eski din bilimcilerin karşıtı bir düşünür olarak benimsemekte haklıdır. Onun evren konusundaki görüşünün deneye dayandığını düşünmek mümkündür. Dünya haritasıyla birlikte evrenin bir modelini yapmaya çalışan Anaksimandros aynı zamanda ilk şimşeğin, yer sarsıntılarının, Ay ve Güneş tutulmasının nedenlerini de bulmaya çalışmıştır. Anaksimandros’un doğa olaylarını açıklamada ileri bir adımdır.
Apeiron Kavramı ve Arkhe
Apeiron Anaksimandros’un arkesidir.Ona göre arkhe duyumla elde edilemeyen, nicelik bakımından sınırsız ve nitelik bakımından belirsiz olan “aperion”dur. Aperion, sınırı olmayan manasına gelir.
Aperion’a nitelik yüklenmez, çünkü onun niteliği sınırsızdır.(Arkhe: “temel” “ana madde”)Anaksimandros tarafından bir arke olarak ortaya atılma nedeni, Anaksimandros’un çağdaşı olan Thales’in “su” arkesini yetersiz bulmasıdır. Anaksimandros’a göre, “adalet”in sağlanabilmesi için toprak, ateş, hava ve su arasında sürekli birbirlerinin var oluşuna ve yok oluşuna sebep olan bir denge olması gerekir. Arkenin toprak, ateş, hava ya da su elementlerinden birisi olması halinde, arke olarak belirlenen element dengeyi kendinden yana bozacaktır ve mevcudiyeti sağlayan çatışmalı denge bozulacaktır. Ancak mevcudiyetin sürekliliği gözlemlenebilir açık bir gerçek olduğuna göre arkenin bu dört maddeden biri olması mümkün değildir.
Ayrıca Anaksimandros’a göre arkenin somut olarak belirlenemez; “dünyada olmayan” olması da gereklidir.
“Dünya boşluktadır.” der.Anaksimandros bu duruma eklemeler yapar ;
“Dünya hiçbir desteğe dayanmadan boşlukta dolayı olarak durmaktadır. Çünkü her yerden aynı uzaklıktadır.”
Aristo notlarında, bazıları dünyanın bir denge durumu nedeniyle hareketsiz olduğunu söylemektedirler.
“Boşluğun üzerine kuzeyi yaydı.
Ve dünyayı boşluğa astı.” (Tevrat Eyyüb 26.Bölüm 7.Beyit)
Yukarıda belirtilen Tevrat, tarihsel olarak Anaksimandrosdan bir asır sonra yazılmıştır. Anaksimandros’un belirttiği dünya tanımına birebir uymaktadır.
Evrim GörüşüBir silindir gibi olan ve hava boşluğunda hiçbir şeye dayanmaksızın özgürce yüzen Dünya, başlangıcında tümüyle sularla kaplıydı. Bu düşünceden hareketle cesurca bir iddiada bulunur:
“BAŞLANGIÇTA TÜM YARATIKLAR, SUDA YAŞAYAN VARLIKLARDIR. SONRADAN SULARIN ÇEKİLMESİ, KARA PARÇALARININ OLUŞMASIYLA BU SULARDA YAŞAYAN CANLILAR KARADA YAŞAYAN CANLILAR OLARAK DEĞİŞİM GEÇİRDİ.”
Bu teori, evrim teorisinin düşünce tarihinde ortaya çıkışı olarak düşünülmektedir. Nitekim Anaksimandros, insanın başlangıcında bu suda yaşayan hayvanlardan dönüşmüş olabileceğini ekler. İnsanın öteki hayvanlara göre en son gelişimde ortaya çıkmış olması, evriminin en son yaratığı olduğunu kanıtı sayılmaktadır. Görüldüğü gibi bu teori, dini görüşten çok gözlem ve mantıksal çıkarımların bir sonucu olarak felsefe ve bilim tarihinin ilk temellerindendir.